Bana ‘sorunuz var mı?’ dediklerinde, farklı ne sorabilirim?

İş görüşmesi boyunca soruları genellikle insan kaynakları işe alım yöneticisi ve pozisyonun bağlı olduğu yönetici sorar, aday tarafında görüşmenin neredeyse tamamı bu soruları cevaplamakla geçer, ancak görüşmenin sonuna geldiğimizde ise adaya nezaketen “sizin sormak istediğiniz bir soru var mıdır?” diye sorulur. Bu soruya verilen cevaplar artık o kadar klişe hale geldi ki işe alımcılar bu soruyu sorduklarında içlerinden “bu mülakatta bitti, gelsin sıradaki” şeklinde düşünüyor olmaları gayet normal çünkü verilen cevaplar genelde birbirinin aynısı veya kopyası gibidir. Okumaya devam et

Çayda dem, “iş yerinde” kıdem!

çaydademişyerindekıdem

Bir rivayete göre kıdem tazminatında yeni sistem şekillenmiş. İstifa edenin de kıdem tazminatı olacakmış. Şimdi işin rengi değişmeye başlayabilir. Kıdem tazminatının bu şekilde serbestleşmesi bonservis metaforunu aklıma getiriyor. Bu karar ile, çalışanların bonservislerini yani “bağlılıklarının kontrolünü” kendi ellerine almaları gibi bir durum olacak.


“Kıdem tazminatımı yakmak istemiyorum”
gibi bir düşünce kalmayacak artık, isteyen çalışan hayal ettiği her neyse, istediği zaman istifa edip kıdem tazminatını alarak şirketinden ayrılabilecek gibi bir tablo var duvarda asılı. Bu tabloyu nasıl okuyacağımız hem çalışanlar, hem de şirketler tarafından odaklanılması gereken bir konu. Ben daha çok bunun şirket çalışan arasındaki bağı, ilişkiyi, alanı nereye evrimleştireceğine odaklanıyorum. Bana göre bundan sonra birbirinden tam zıt yönlerde 3 farklı olası yol var. Okumaya devam et