İş görüşmesi boyunca soruları genellikle insan kaynakları işe alım yöneticisi ve pozisyonun bağlı olduğu yönetici sorar, aday tarafında görüşmenin neredeyse tamamı bu soruları cevaplamakla geçer, ancak görüşmenin sonuna geldiğimizde ise adaya nezaketen “sizin sormak istediğiniz bir soru var mıdır?” diye sorulur. Bu soruya verilen cevaplar artık o kadar klişe hale geldi ki işe alımcılar bu soruyu sorduklarında içlerinden “bu mülakatta bitti, gelsin sıradaki” şeklinde düşünüyor olmaları gayet normal çünkü verilen cevaplar genelde birbirinin aynısı veya kopyası gibidir.
- Şirketinizde benim için nasıl bir gelecek var, benim için fırsatlar nelerdir?
- Kendimi nasıl geliştirebilirim?
soruları ve bu sorulara benzer diğer türevler.
Bu sorulardan biraz daha kalitelisi ancak yine de sık sık sorulan,
- Peki şirket veya departman olarak sizi en çok neler challenge ediyor, zorluyor yani son zamanlarda en çok hangi konular ile meşgulsünüz?
- Çalışanlarınızın gelişimini nasıl sağlıyorsunuz?
- Fark yaratan çalışanlar için siz nasıl fark yaratıyorsunuz?
gibi sorular. Bunlar tabiki daha kaliteli ama cevabı düşünülemez değil, karşınızdaki işe alımcı veya yönetici size birşeyler anlatır “hım ok” diyebilrsiniz içinizden sadece, çünkü verilen cevap hazırdır zaten. İşe alımcı da anlatmaya hazır zaten, pek heyecanlanmadan geçen haftalarda hazırlanan bir performans sunumunun içeriğini anlatır size.
Peki bir mükalatı, aday olarak sizi unutturmayacak aksine hatırlanmanızı sağlayacak şekilde, kapatmanız için ne sorulabilir? Öyle bir akıllı soru düşününki, cevabı içinde size şu konularda bir çok ipucu veriyor olsun;
- Görüşmeye gittiğiniz şirketin, işe alım yöneticisinin ve oradaki çalışanların değerleri nelerdir?
- Nelere sevinirler ve nelerden onur, gurur duyarlar?
- O şirket, çalışanları için nasıl bir kültür yaratmaya çalışıyor? Bunda etkili olabilmiş mi?
Evet işe alımcıya soracağımız soruya gelelim.
Merak ettim de “Bugüne kadar bu şirkette yaşadığınız en güzel kurumsal anı nedir?”
Karşınızdaki işe alımcı bu soruya kem küm edip cevap veremeyecek durumda ise bunun size bir sinyal olmasını umalım, başvurduğunuz kurumu biraz daha araştırın derim.
Herzaman söylediğim ve inandığım birşey var, insanlar şirketlere girerken onları orada tutacak ve bağlayacak olan şeyler pozisyonlar, yan haklar değillerdir. Nelerdir o zaman?
O şirketin ve çalışanlarının değerleri, yaklaşımları, davranışları, iş yapış şekilleridir, bunlar da o şirketin kültürünü oluştururlar. Pozisyonunuz, unvanınız, yan haklarınız değişebilir, bunlar kolay veya zor olabilir ama olasıdır, ancak bir şirketin kültürünün değişmesi hiç mi hiç kolay değildir. İnsanları o şirkete farkında olmadan bağlayan unsurlar, o şirketin kültürünün unsurlarıdır.
Bunlardan dolayı ben işe alım yaparken, o adayın şirketin kültürüne uygun olup olmadığını anlamaya çalışırım. Adayların da buna kendileri için bakmaları gerektiğine ve mutlu olabilmeleri için bunun kritik ve çok önemli olduğuna inanıyorum.
Mesela bir örnek üzerinden gidelim,
Agresif büyüyen ve çok yüksek performans odağı olan bir şirket düşünün. Siz de şöyle bir adaysınız; geleneksel, öğrenme eğrisini sindire sindire yaşayan, konfor alanının dışına çok çıkmayı sevmeyen ama o alanda başarılı olabilen bir kişisiniz. Şimdi sizin bu şirkette başarılı olabilmeniz için mucize gerekebilir, değil mi? Gerekmeye de bilir, söylemek istediğim, bunları önceden bilmek ve anlamak çok değerli ve kritik. Dolayısı ile size verilen her fırsatı çalışmak istediğiniz şirketin değerlerini, atmosferini ve kültürünü anlamak için kullanırsanız, ilerisi için siz rahat edersiniz.
Bu konuda uzun zamandır araştırma yapan ve deneyimleyen birisi olarak, yeni terfi edilen yönetsel rollerde veya şirket değişimlerinde ilk 6 ayın çok önemli ve kritik olduğunu söyleyebilirim, bu süre zarfında profesyonel bir koçtan destek almak doğru bir adım olabilir. Destek almak isterseniz bana buradan mail ile ulaşabilirsiniz.
sevgilerimle,
Resim kaynagi : Flickr
Burak