“Ejderhanı Nasıl Eğitirsin?” beğendiğim filmlerden birisi. Kısa da olsa, çok başarılı bir koçluk sohbeti içeriyor bu animasyon filmi. Basit bir sahne ama etkisi çok büyük.
Gerçek bir koç da çok basitçe bunu yapar. Senin zihnini, düşüncelerini öyle bir kışkırtır ki (provoke eder), aha dersin: Nerede olduğunu, kim olduğunu keşfedersin. Sana kaynaklarını, güçlü tarafını gösterir, aha evet bu bende varmış – vardı tabii ya dersin, seni senin kaynakların ile harekete geçirir, koşarsın, zirveye çıkarsın, gözlerin ve zihnin açılır, kendin ile ilgili yeni şeyler fark edersin, olmayı hedeflediğin şeye dönüşürsün veya ulaşamayacağını düşündüğün bir yere nasıl ulaşacağını görürsün.
Ama acı söyler koç. Evet, koç gerçekleri ayna gibi yansıtır, ne görüyorsa, olup biten ne ise cesur bir şekilde bunu dile getirir. Odağında sadece koçluk yaptığı sen varsındır, seni önemsediği için cesurca senin sınırlarını zorlar. İsmini bilemediğin duyguları tarif ettirir sana, birlikte bulursun ne hissettiğini, ne duyduğunu, ne düşündüğünü, nelerden korktuğunu. Her duyguyu kabullenmek kolay değildir, kimisi yakar ağlatır, kimisi sevindirir, güldürür, kimisi düşündürür. İçinde neler oluyor ortaya dökülüverir öylece kendinle kala kalırsın, koç elinden tutar, geçmekten korktuğun yerden geçmeni sağlar.
Evet koç bütün bunları, sorular sorarak, seni dinleyerek, seni merak ederek, seninle anda kalarak, sezerek ve kalben yapar.
Bunlara hazırsan bir koç ile çalışabilirsin, kendini, gerçek kendini görmeyi cesurca kabul ediyorsan, aynanın karşısına çıplak geçmeye hazırsan, dönüşmek için harekete geçmeye hazırsan ve taahhüt veriyorsan kendine, işte o zaman koçunun yardım ile olmak istediğin duruma veya yere varırsın. Bir koçla çalışmak budur işte.
Sevgiler. Burak
https://www.facebook.com/burakakalins