Son zamanlarda hedeflerimiz; hayat amacımız üzerine okuyup düşünüyorum. Hem benim hem danışanlarımın ilgilendiği konular da bu dönemde hayatta hep daha iyisine ulaşmak için. Ancak hedefe 🎯 aldıklarımızı kendi değerlerimiz ile paralel seçmek; hedefe ulaştığımızda olumlu duygularda kalmak istiyorsak oldukca önemli.

İçimize dönüp gördüklerimize tahammül edemediğimiz; değişim istediğimiz; kendimize bir amaç belirlediğimizde bazen; ister istemez baskalariyla; baska referans noktalariyla karsilastirma yoluna gidebiliyoruz. Bu da çoğumuzda yıpratıcı olabilen bir düşünme 💭 şekli.
Karşılaştırma (ya da benchmark almak da denebilir) daha iyisini yapmak için harekete geçirici bir motivatör oluyorsa olumlu tabi. Ancak karşılaştırma yaptığımız her ne ise; ona sahip olmadığımız için bizi olumsuz duyguya ve davranışa götürüyorsa; bu durumda yıpratıcı oluyor.

Olumsuz duygularımızın farkına varıp belirlediğimiz amaç doğrultusunda pozitif eyleme dönüştürebilsek ne kadar güzel olur değil mi? Mesela olumsuz bir duygumuz olan “öfkenin” 😠 sonucunda kontrol edemediğimiz davranışlarımız ve söylediklerimizden sonra kendimizi daha iyi hissettiğimiz oldu mu hiç? Olumsuz duygudan sonra negatif eyleme girmeden pozitif bir adım atmak hiç kolay bir iş değil. Bunu eminim çoğumuz tecrübe etmişizdir. Bu olumsuz duyguları bastırıp yok etmek veya yok saymak yerine farkina varmak ve içimizde neler olup bittiğine kulak vermek aslında ilk adım. Çünkü tahammül edemediğimiz için ardından olumsuz hareket geliyor. Evet bu olumsuz duyguları yok etmek istemiyoruz, çünkü kendimizi inkar etmek istemiyoruz.

Olumsuz duyguları farkedelim ve hissedebilelim ki doğru yerde doğru tepkiyi verebilelim. Zaten duyguyu yok etmek biliyoruz ki imkansiz ancak bastırmak mümkün ki bunu da kesinlikle istemeyiz. Bastırınca ya da “yok ettiğimizi” sanınca ne oluyor? Görmezden geliyoruz. En sevmediğimiz tahammül edemediğimiz duygularınızı, özelliklerinizi bir düşünün. Tahammül etmek istemediğimiz özelliklerimizin hepsi bilinçdışında, karanlıktaki yüzümüz olarak kalıyor. Yanii hiçbiryere gitmiyor; bizim gölgemiz 🖤oluyorlar.

Termodinamik yasalarına göre hiçbirşey yoktan var edilemez ve varken de yok edilemez ancak biçim değiştirir. Bence duygular da böyle, bastırıp yok edilemezler, bastırdığımızı yok ettiğimizi sanırız ama başka bir yerde kontrol edemediğimiz bir şekilde ortaya çıkıverirler, hem de o olumsuz duyguya en tahammül edemediğimiz bir anda. Bu da bizi kontrol eden ve yöneten, kendi kontrolümüz dışındaki güçlerin etkisi altında olduğumuzu gösteriyor. Ne garip değil mi? Bizi o görmek istemediğimiz gölge’miz egomuz ile el ele vermiş kontrol ediyorlar.

Bu nasıl birşey anlamak için kolay bir örnek vereyim. Beklediğin terfi veya ücret artışı çok çalışmana ve çoktan hak ettiğini düşünmene rağmen gelmiyor. Haksızlık ve adaletsizlik seni öfkeye doğru yönlendirmiş. Aslinda öfke hissin çok normal çünkü hakkının yendiğini düşünüyorsun. Söylemek istediğim öfkeni hissedip, onu bastırmak yerine tahammül edip pozitif aksiyona geçirmek. Pratikte ne demek bu? Duygularını detaylıca düşünüp; somut datalari toplayıp yöneticinle bir toplantı yapmak, konuşmak, onun perspektifini anlamak ve geri bildirim istemek pozitif bir davranış. Veya farklı bir rol; farklı alternatif iş arayışı sürecine girmek de pozitif bir davranış. Küsmek, çalışmamak, agresif, negatif davranışlar sergilemek bizi daha fazla tahammül edemeyeceğimiz olumsuz duygulardan başka yere götürmüyorlar maalesef. Peki nasıl başaracağız?

Meditasyon; sinir sistemimizi regüle etmek için çok iyi bir yol ve bir sonraki yazımın konusu meditasyon olsun diyerek bu yazıyı sonlandırayım. Beni instagramdan da takip ederseniz sevinirim… 😊

Sevgiler, Burak

https://www.instagram.com/burakakalincoaching/

By akalinburak

Career & Life Coach

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: